Tükendi
Gelince Haber VerRabıta, sözlükte kalbi bir şeye bağlamak anlamına gelir. Tasavvufta ise müridin mürşidiyle irtibatını muhafaza etmesine “rabıta” denir. Nakşibendî-Hâlidî büyükleri, mürşid rabıtasını manevi terbiyedeki en temel usullerden biri olarak belirlemişlerdir.
Rabıtadan maksat kalbi mahbûba bağlamaktır. Kim bir şeyi severse ona uygun hareket etmeyi tercih eder. Ârifler demişlerdir ki; mürid şeyhine rabıta yaparak onun nazarı altına girdiğinde şeyhi onun refiki ve rehberi olur. Mürşidi düşünmekten kasıt onun sûretini düşünmek değil, ondaki marifeti, hakikati ve Allah Teâlâ’nın tecellisini düşünmektir.
Zikir ise bütün tasavvufî meşreplerin üzerinde en çok durduğu konulardan biridir. Hatta tarikatlar zikir usullerine göre tasnif edilirler. Nitekim tasavvufun amacı, kulun sürekli zikir haline ulaşmasıdır. Nakşibendîler bu maksada vasıl olma yolunda lafza-i celâl zikrine büyük önem vermişlerdir.
Bu manada rabıta ile zikrin önemi ve edepleriyle ilgili birçok eser kaleme alınmıştır. Bunlardan biri de bir Nakşibendî-Hâlidî halifesi olan Hüseyin b. Ahmed ed-Devserî hazretlerinin [kuddise sırruhû] Delilleriyle Rabıta ve Lafza-i Celâl Zikri adlı eseridir. Bu güzel yolun temel terbiye usullerini merak edenler ve bu güzel yolda ilerlemek isteyenler için hikmetli bilgiler içermektedir.
Delilleriyle Rabıta ve Lafza-i Celâl Zikri adlı eser, müellifin mukaddimesiyle başlamaktadır. Müellif bu kısımda, tüm kalpleriyle okuduklarına yönelmelerini sağlayabilmek için okurlarına özellikle “sen” diye hitap etmeyi tercih ettiğini beyan etmiştir. Mukaddimeden sonra iyilerle beraber olma konusu açıklanmaktadır. Daha sonra kitap; lafza-i celal zikrinin gerekliliği, rabıtanın tarifi, rabıtanın müstehap oluşunun delilleri, Resûlullah’a [sallallahu aleyhi vesellem] rabıta, Allah Teâlâ’nın veli kullarına rabıta bahisleriyle devam etmektedir. Son olarak müellif, rabıtayı inkâr edenlere bazı nasihatlerde bulunarak eserini tamamlamaktadır.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halifelerinden Hüseyin b. Ahmed ed-Devserî hazretlerinin [kuddise sırruhümâ] kaleme aldığı bu kıymetli kitabı Dr. Bilal İbrahimoğlu hocamızın özenli tercümesiyle sizlerle buluşturuyoruz.